Apiterapi arı ürünlerinin insan sağlığı için kullanımı anlamına gelmektedir. Balın yüzyıllardır insan sağlığına katkıları sebebiyle kullanılmasının yanı sıra polen ve arı sütü de besin değerlerinin yüksekliği, içerdikleri protein, mineral, vitamin ve serbest aminoasitler nedeniyle apiterapide sıklıkla kullanılan ürünlerdir. Apiterapiye olan ilgi ile paralel olarak sayısı her geçen gün artan çalışmalar, apiterapinin insan sağlığı açısında olumlu etkilerini göstermekte ve uzak doğu ülkeleri başta olmak üzere, dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır.
Arı sütü, genç işçi arılar tarafından üretilen, ailenin tek doğurgan bireyi olan analarını yani kraliçe arıyı ve yavrularını besledikleri çok değerli bir besin maddesidir. Kraliçe olacak birey yavru döneminde diğer arılardan çok fazla miktarda arı sütü aldığı gibi yaşamı boyunca da arı sütü ile beslenir. Bu farklı beslenme sonucu işçi arılar 5 hafta yaşayıp, döl veremez ve her türlü hastalığa yakalanabilirken ana arı yıllarca yaşayan, hiç hastalanmayan ve bir günde kendi ağırlığı kadar yumurta üretebilen bir bireye dönüşür. Buradan da anlaşılabildiği gibi arı sütü sağlığın korunması, üreme ve uzun yaşama bakımından son derece önemli bir maddedir. Aktif kanser hastalarında ancak hekim kontrolü altında kullanılması gerekir.
Normalde bir kovandan elde edilebilecek miktar çok az olmakla beraber arıcılar çok fazla arı sütü üretebilmek için özel yöntem ve teknikler uygularlar. Böylece üretilen arı sütü ile doğal olarak kovanda kendiliğinden oluşan arı sütü arasında miktar olarak büyük farklar oluşur. Özel eğitim almış arıcılar tarafından uygulanan arı sütü üretiminde üretici kalitenin yüksek olması için elinden gelen her türlü titizliği gösterir ve böylece elde edilen arı sütü çoğu kez doğal olarak üretilen arı sütünden daha kaliteli olabilmektedir. Çünkü üretilen arı sütünün tamamı eş zamanda üretilmiştir ve her bir çerçeveden elde edilen arı sütü aynı tazelik ve kalitede olabilmektedir. Elde edilen arı sütünde kaliteden sonraki adım ise arı sütünün muhafazası ve uygun bir şekilde tüketilmesidir. En iyi muhafaza soğukta ve bal içerisinde yapılır. Bu sebeplerden dolayı üretim şekli, saklama koşulları ve kullanımı gibi faktörlerin belirlenmesinde uzmanlık büyük önem taşır. Bal yapabilmek için nektar almak üzere çiçeğe giden arı burada bir sürprizle karşılaşır. Çiçekte tozlama denilen dölleme hizmeti yapabilmesi için vücuduna polenler yapışır. Arının bu hizmeti aslında üretmiş olduğu ürünlerle karşılaştırılmayacak derecede daha değerlidir. Kendisi istemese de vücuda yapışan bu polenler orta bacağındaki fırça denilen yapıyla vücudundan süpürülür ve kovana taşınmak üzere arka bacaklarında bulunan sepetçiğe toplanır. Daha sonra toplananlar polenler birbiri üzerine eklenerek arka bacaklarda 2 adet polen küreciği oluşmasını sağlar.
Arının protein, vitamin ve mineral kaynağı olarak beslenmesi için son derece gerekli olan bu besin peteklerde depolanır. Bu işlem arının doğal yaşamı için olmazsa olmazıdır. Arıcı toplanan bu değerli besin maddesinin bir bölümünü almak için en çok üretildiği ilkbahar aylarında kovan girişine veya altına tuzaklar koymak suretiyle hasat eder. Tuzaklar, arının geçmek zorunda olduğu daraltılmış deliklerden geçerken bacaklarındaki polen kürelerini çekmeceye dökmesi için gereken şekilde yapılmıştır. Günlük olarak kovandaki çekmeceden alınan polenler taze olarak kullanılacaksa hemen derin dondurucuda saklanır. Bu yöntemde polen üzerindeki son derece yararlı enzimler de korunmuş olur. Açıkta saklama yönteminde ise kurutulması hatta fırınlanması gerekebilir. Ancak bu durumda polenin besin değerinde azalma meydana gelir.
Çiçeklerin erkek üreme birimi olan polen yapısında bulunan çeşitli aminoasitler, enzimler, koenzimler, steroitler, vitaminler, antibiyotikler, mikro elementler, karotenoitler ve flavanoitler sayesinde oldukça değerli bir besin maddesidir. Koloninin tek protein kaynağı olması nedeniyle bal arıları için vazgeçilmezdir. Tüm bu özellikleri sayesinde insanlar için de önemli bir besin maddesi olan polenin çiçek kokusunda, meyve kurusu tadında ve yumuşak olması kaliteli ve taze olduğunu ifade eder.
Not: Alerji ortaya çıkması ihtimalinde doktor önerisi olmadan polen kullanmayınız.
Vitamin ve mineral bakımından zengin olan bal, bitkilerden ve arılardan gelen ve insan sağlığı açısından büyük önem ihtiva eden maddeleri de içeren değerli bir besindir. Kolay sindirilebilir bir besin olduğu gibi vücutta diğer gıda maddelerinin emilmesini de kolaylaştırmaktadır. Arı sütünün balla karıştırılarak kullanılma nedeni de budur. Bal, zararlı mikroorganizmaların üremesini engellediğinden vücudu korurken aynı zamanda içerisine karıştırılan arı sütünün de uzun süre dayanmasını sağlar.
Not: Çiçek balları zaman içerisinde kristalleşir. Bu balın genel bir özelliğidir ve yapısal bozulmaya neden olduğunu göstermez. Halk dilinde şekerlenme denilen bu özellik balın 50°C’ı aşmayan sıcak su içerisinde ısıtılması ile giderilebilir. Fakat arı sütü-bal karışımını ısıtmanız önerilmemektedir.