Genetik Kader Değildir: Beslenme ve Düşünceleriniz DNA’nızı Nasıl Şekillendiriyor?

Anasayfa » Blog » Genetik Kader Değildir: Beslenme ve Düşünceleriniz DNA’nızı Nasıl Şekillendiriyor?
genetik kader değildir

Merhaba değerli okurlarım,

Dr. Rıdvan Yıldız YouTube kanalımda gerçekleştirdiğimiz ve büyük ilgi gören “Genetik” serimizin ikinci bölümünde, Onkoloji Profesörü Değerli Hocam Prof. Dr. Celalettin Camcı ile modern tıbbın en heyecan verici konularından birini masaya yatırdık: Beslenme ve ruh halimiz, genetik mirasımızı nasıl etkiliyor?

“Ne yersen osun” sözü, bilimsel kanıtlarla her zamankinden daha anlamlı hale geliyor. Ancak artık biliyoruz ki, sadece ne yediğimiz değil, nasıl düşündüğümüz ve hissettiğimiz de genlerimizin çalışma şeklini, yani epigenetik haritamızı derinden etkiliyor. Bu yazıda, yayınımızdaki en can alıcı noktaları sizler için özetledim.

Beslenme Genlerimizi Değiştirir Mi? Epigenetiğe Giriş

Birçoğumuzun aklındaki en temel soru bu. Prof. Dr. Celalettin Camcı’nın da vurguladığı gibi, beslenme DNA’mızın temel yapısını (annemizden ve babamızdan aldığımız paketi) doğrudan değiştirmez. Bunun yerine, epigenetik mekanizmalar aracılığıyla hangi genlerin “açılacağını” veya “kapatılacağını” düzenler. Tıpkı bir kütüphanedeki binlerce kitaptan hangilerinin okunacağını seçmek gibi, yaşam tarzı seçimlerimiz de vücudumuzun hangi genetik talimatları kullanacağını belirler.

Modern Gıdalar ve Tıkanan Enerji Santrallerimiz: Mitokondriler

Peki bu mekanizma nasıl bozuluyor? Prof. Dr. Camcı, hücrelerimizin enerji santralleri olan mitokondrilerin önemine dikkat çekiyor. Günümüzdeki beslenme alışkanlıkları, özellikle de aşırı şeker ve işlenmiş gıda tüketimi, bu santralleri tıkayan bir “egzoz gazı” etkisi yaratıyor. Enerji üretemeyen hücreler, DNA’larını onarma ve kopyalama sırasında hatalar yapmaya başlıyor. Bu hatalar biriktikçe de hipertansiyondan diyabete, kalp hastalıklarından kansere kadar uzanan kronik hastalıklar silsilesi tetikleniyor.

Ruhsal Faktörler: Ne Yediğiniz Kadar Nasıl Hissettiğiniz de Önemli

İşte işin en şaşırtıcı kısmı: Sağlıklı beslenmek kadar, hatta bazen daha da önemli bir faktör var: Ruh halimiz.

Hocamızın verdiği “mangal” örneği durumu çok güzel özetliyor: Her gün en sağlıklı yiyecekleri yiyen ama stresli ve mutsuz bir kişi hasta olabilirken; sevdikleriyle keyifli bir sohbet eşliğinde yenen, belki de “sağlıksız” olarak etiketlenen bir mangal, o anki pozitif ruh hali sayesinde vücuda şifa olabilir. Beynimiz ve düşüncelerimiz, yediğimiz gıdanın vücudumuzdaki etkisini değiştirebilecek kadar güçlüdür. Huzurlu bir zihin, en iyi epigenetik düzenleyicidir.

Genetik Haritanıza Uygun Beslenme: Nutrigenetik Testler

Herkesin vücudu farklı çalışır. “Birine iyi gelen, diğerine yaramayabilir” sözü, nutrigenetik biliminin temelini oluşturur. Prof. Dr. Camcı’nın kendi yaptırdığı test sonucunda laktoz intoleransı ile A ve E vitaminlerini dönüştürmekte zorlandığını öğrenmesi gibi, bu testler de bize kişisel bir yol haritası sunar. Hangi gıdaların size faydalı, hangilerinin zararlı olduğunu bilmek, sağlığınızı korumada atacağınız en bilinçli adımlardan biridir.

Kötü Genetik Mirası Kırmak Mümkün Mü?

“Ailemde şeker hastalığı var, bende de olacak” diye düşünerek umutsuzluğa kapılmayın. Videoda da altını çizdiğimiz gibi, bizler kendi hayatımızda doğru adımları atarak bu kötü zinciri kırabiliriz. Anne ve babamızdan aldığımız genetik miras bir başlangıç noktasıdır, bir kader değildir. Bugün yaptığınız beslenme tercihleri, egzersiz alışkanlıklarınız ve stresi yönetme biçiminiz, sadece sizin değil, gelecek nesillerin bile sağlık mirasını olumlu yönde etkileyebilir.

Sonuç olarak; sağlığımızın direksiyonu bizim elimizde. Koruyucu hekimlik bilinciyle, evde pişen yemeğin değerini bilerek, ruh halimizi yüksek tutarak ve bedenimizin sinyallerine kulak vererek genetik potansiyelimizi en iyi şekilde yönetebiliriz.

Konunun tüm detaylarını ve değerli hocalarımın yorumlarını dinlemek için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

Sağlıkla kalın.

Dr. Rıdvan Yıldız

Diğer yazılarımız için tıklayın!

Bizi Instagram’da Takip Edin!

Önceki Yazı

Kanser Genetik Bir Hastalık mıdır?

Sonraki Yazı

Ağır Metal Zehirlenmesi ve Arınma

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir